25 Şubat 2020 Salı

Mitler, Efsaneler ve Masallar

MİTLER, EFSANELER, MASALLAR
Dr. Abdullah Demirci

Mitoloji,mitoslar bilgisi ve mitosların sistemli bir şekilde toplamı demektir.Mitoslar ise,ilkel
insan topluluklarının evreni,dünyayı ve tabiat olaylarını kişileştirerek yorumlamak,henüz sırrı
çözemedikleri hayatın ve evrenin çeşitli görüntülerini bir anlam kolaylığına bağlamak
ihtiyacından doğmuş hikayelerdir.(1)

Yukarıdaki tanımdan anlaşılacağı gibi folklorun,mitolojiyle ortak yönleri vardır.Mitoslardaki
bazı olaylar,karakterler vs unsurlar zamanla birçok efsane ve masalda görülmüştür.Bu
unsurlara biz,motif diyoruz.Genel olarak kabul gören Stith Thomson'un motif tanımı
şöyledir. Motif,masalın gelenekte ısrar edici güce sahip en küçük unsurudur(2)Anlatım
türlerinde bu motifler,sözle bir yerden başka bir yere taşınmıştır.Bu motifler yine Stith
Thomson tarafından 6 ciltlik bir eserde sınıflandırılmıştır.(Motif İndex of Folk Literatüre) Türk
masalları da buna benzer olarak P.N.Boratav ve W.Eberhard tarafından 2500 masal
değerlendirilerek motifleri sınıflandırılmıştır.Typen Türkisher Volkmarchen-Weisbaden.1953-
adını taşıyan bu eser hazırlanırken ,Stith Thomson'un indeksinden yararlanılmıştır.
Motif,zamanın ve coğrafyanın etkisiyle ayrılan hikayelerde,masallarda ve efsanelerdeki
ortak noktaları belirtir.Bu yüzden aynı motif,farklı kültürlerde görülebilir. quot;Her motif mutlaka
başka bir ülkeden gelmiş değildir.Türkiye ile hiç bir tarihi,siyasi,kültürel ve ekonomik bağı
bulunmayan Küba ve Dominik Cumhuriyeti gibi bize çok uzak iki ülkede anlatılan bir
masalın,Anadolu'dan başka hiç bir yerde anlatılmaması dikkat çekicidir.(3)S.Sakaoğlu bunu
şöyle izah etmektedir: "Masal,efsane ve mit gibi anlatmaların bir ülkeden,başka bir ülkeye geçmesi yerine,bunları meydana getiren motiflerin geçmesini düşünmek bizce daha akla
uygundur.(4)

EFSANE,MİT VEYA MASALLARIN KAYNAKLARI

Bu konuda Batı da iki teori geliştirilmiştir:
1-Polygenesis (Çok kaynaklılık) : Bu teoriye göre,hikayeler farklı yer ve farklı zamanlarda
yaratılmıştır.Farklı kültürlerde aynı hikayenin ortaya çıkışı,aynı manayı ima eder.

2-Yayılma teorisine göre ise; hikaye bir kişi veya grup tarafından bir yerde yaratıldıktan sonra
diğer bölge ve insanlara yayılıp,zaman içinde her yere dağıtılmıştır.
Bu alanda -teori geliştirmede- bizde fazla çalışma olmamakla birlikte mesela,masal
kaynakları konusunda Dr.U.Günay 3 görüşten bahsetmiştir.(5) Bunlar,1-Mitolojik görüş 2-
Hindoloji görüşlü 3-Antropolojik görüş. Günümüzde efsaneleri ve masalları tahlil etmede ana metodlardan biri de,psikolojik metoddur.Yine Batı'da mitoslarla ilgili birçok teori geliştirilmiştir.Bizde,Türk mitolojisi konusunda en önemli çaılşmayı yapanlardan Prof.Dr.B.Ögel,önemli eserinde teorilerden ziyade Türk mitolojisinin tarihi kaynaklarını araştırmıştır.(6)Şunu da söylemek gerekir ki,burada en önemli konu metin neşridir.Bu metinler yayınlanmalı ve derlenmelidir.Ancak daha sonraki aşamada bu teorilerin geliştirilmesi işi kolaylaştırır.

EFSANELER

Richard Dorson'a göre efsanelerin 3 ana çeşidi vardır.Bunlar;
1-Şahısla ilgili efsaneler: Kahramanı belirli bir kişi olan ve oldukça iyi bilinen bir budala veya zeki kişi etrafında gelişen anlatmalardır.Bu karakterleri,efsaneler olduğundan daha güçlü kişiler haline getirdiler.Dorson'a göre;Amerikan toplumu kanunsuzları,efsane kahramanı olarak görmeye eğilim gösterdi ve efsane kahramanlarını aklından çok,fiziksel gücü ön plana çıktı.Jesse James ve Billy the Kit'in hikayeleri buna örnektir. Bu konuda Türk anlatmalarına baktığımızda benzer unsurları gördüğümüzü pek söyleyemeyiz.Mesela,Jesse James'in efsanevi kahraman olmasında İngiliz askerlerine direnişi ve Robin Hood gibi zenginden alıp,fakire vermesi etkili olmuştur.Ayrıca XX.yüzyıl başlarına kadar Amerika';nın bir kanunsuzlar devleti olması ve güçlünün haklı olması ,haklının ise hakkını alamaması,bu tür kahramanları yüceltmiş olabilir.Türk toplumunda buna örnek,zaman zaman kanunsuzlukların baş gösterdiği dönemler olabilir.Mesela XVI.yüzyılın ikinci yarısında bir Celali reisi olan ve babası haksız yere kör edilen Köroğlu hikayeleri buna bir misaldir.Yine Ömer Seyfettin'in hikayelerinden birine konu olan Yalnız Efe,çetelerce öldürülen babasının intikamını almak üzere, dağa cıkan bir genç kızın maceralarını anlatmaktadır. Hükümetin vurdum duymaz davranması ve cetecilere karşı mücadele vermesi Yalnız Efe'yi bir efsane kişi haline getirmiştir.

Yalnız bu konuyu Türk efsaneleri için genelleştirmenin doğru olmadığı
kanaatindeyim.Bunda da en büyük sebep,Türk toplumunun çoğu zaman belli bir nizam,hukuk
içinde yaşaması ve adaletin belli zamanlar dışında uygulanmasından kaynaklanmaktadır.Yani
toplum haksızlığa uğradığı zaman, haksızlığa başkaldıran kişileri efsaneleştirmektedir.
Dorson'a göre,şahsa bağlı efsanelerin diğer bir çeşidi de aziz efsaneleridir.Ona
göre,bunlarla ilgili anlatılanların aslında o kişilerin gercek hayatlarıyla ilgisi yoktur.Yine
Amerika da iki kişi dışında kadın aziz yoktur.

Türk toplumunda ise,dini efsaneler (menkabeler) önemli bir yer tutar.Ayrıca Amerikan
toplumunun aksine erkekler kadar olmasa da kadın evliyalarının sayısı oldukça vardır.Mesela
Ağustos ayında kar yağması hikayesinin kahramanı ve bugün çoğunlukla kadınların ziyaret
ettiği Ankara-Ulus'taki itfaiye meydanında türbesi olan Karyağdı Hatun bunlardan biridir.Yine

Nezihe Aras'ın Kadın Evliyalar adlı eserinde ele aldığı bazı kadın erenlerin hayatını anlatan
kitapta buna bir örnektir.
Menkabelerde,daha çok dini şahsiyetlerin olağanüstü özellikleri ve hayatları konu
edinilmiştir.Yunus Emre,Kaygusuz Abdal,Hacı Bektaşi Veli bunlardan bazılarıdır.Yine
Anadolu'da dede ve veli kültü çok yaygındır. Dorson'un bahsettiği Chapman,haketmediği
halde halk tarafından efsaneleştirilmiştir.Türk menkabelerinde ise ,kişiler olumlu yönde ve
belli bir tarihi şahsiyete bağlanarak,gerçeğe yakın ifade edilmiştir.

Dorson'a göre efsanelerin ikinci ana grubu;Yerle ilgili efsaneler oluşturur.Çoğunlukla
efsaneler,bize o yerin o ismi nasıl aldığını anlatır.Birden göç eden veya yüzen efsaneler vardır
ki,buluduğumuz yerdeki bir köprü veya aşıklar tepesi ile ilgili anlatılır.Bunun benzer hikayesi
başka bir yerle ilgili de anlatılır.

Anadolu'daki yer adlarında efsanelerin önemli, bir yeri vardır.Mesela Prof.Dr.Şükrü Elçin'in
kitabına aldığı Tekirdağ'ın; Karacaklavuz efsanesi; buna bir örnektir.(7)

Karacaklavuz Köyünü Bulgaritan'dan gelen 82 mücahir kurmuştu.10 aileden ibaret bu kafile yetleşecek
bir yer arar.Bu sırada önlerine bir karaca çıkar,onlara öncülük eder,sonra kaybolur. O sırada göçmenler terk edilmiş bir çiftlik binası yanında konaklarlar ve orasını yurt edinmeye karar verirler. Bulundukları yere isim verirken Bize karaca klavuzluk etti,onun yardımı ile burasını bulduk.Bundan böyle adı Karacaklavuz olsun derler.
Yine Dr.Mehmet Önder'in kaleme aldığı "Anadolu Efsanelerinde yer alan ve Ankara'daki
Hacettepe semtinin ismini aldığı (Hacet Tepe) efsanesi de buna bir başka örnektir.(8)
Ayrıca mahalli efsanelerimizde yüzen veya göç eden diye isimlendirilen efsaneleri görmek
mümkündür.Anadolu'nun birçok yerindeki taşkesilen gelin,kafile efsanesi ve balıklı göl
efsaneleri buna başlıca örneklerdir.(Alevlerin balık olması)

3.grup efsaneler olaylara bağlı efsanelerdir.Yani toplum içinde etkisi olan,özel bir hareket
etrafında gelişen efsanelerdir.Bir kan davası,sel felaketi,yangın vs. olayları etrafında
anlatılmıştır.

4.efsane çeşidi ise Dorson tarafınfdan belirtilmeyen inanç hikayeleridir. Bazı halk
inançlarını kuvvetlendirmek için anlatılır. Genel olarak tabiat üstü olaylar anlatılır.Yalnız
burada muhakkak bir gerçeklik payı vardır.

Mesela,siğilleri iyi eden halk hekiminin kollarının siğille dolu olması ve bir nehir için
anlatılan Amerikan "Ağlayan Kadın hikayesi gibi.
Türk efsanelerinde de buna benzer özellikler mevcuttur.Mesela,Manisa'da yakın yıllara
kadar gözlerinden su akan, Ağlayan Kaya efsanesi ve şekil değiştiren ibibik kuşu ile ilgili
anlatılan efsaneleri bu gruba sokabiliriz.Ayrıca diğer bir örnek, Ankara Kızılcahamam'daki Sey
Hamamı ile ilgili anlatılan hikayeyi ekleyebiliriz.Sey Hamamına giriş ücretsizdir.Ancak bazı
ihtiyaçlar için zaman zaman yapılan masraflara karşılık giriş ücreti alınır.Buradaki halkın
inancına göre eğer toplanan para,yapılan masraftan fazla ise o andan itibaren hamamda
suyun içinden yılan çıkmaktadır.Define meraklılarının ilgi duyduğu hazine hikayeleri de aynı
gruba dahil edilebilir.

William Bascom'a göre efsanelerin 4 fonksiyonu şunlardır:
1-Efsanelerin onaylanacak şeylere yardımcı olacağı.
2-Efsaneler,(toplumda) bütünleşmeyi sağlar.
3-Efsaneler (anlatan-anlatılan arasında) bedel-karşılık görevi görürler.
4-Efsaneler eğiticidir.
Bascom'un bu tespitleri Türk efsaneleri için de geçerli olabilir.Buna şimdilik özellikle dini
efsanelerin fonksiyonları konusunda da bazı maddeler ilave edilebilir.

MASALLAR
Masal,tarihi gerçeğe dayanmakla ve hem anlatıcı ,hem de dinleyiciye onun gerçek olduğu
düşüncesini vermediği için efsaneden farklıdır.Masallar karmaşık yapılı veya basit-açık
olabilir.
Masallarda hayali unsurların,mekanların,olayların yer alması günümüz için belki saçma
gelebilir.Ancak yine günümüz psikologları masalların çocukların ruhi gelişiminde olumlu ve
önemli bir yer tuttuğunu ifade etmektedir.
Milletler arası masal kataloğunda (The Types of folktale-A.Aarne-S.Thomson Helsinki
1964) masallar şu ana çeşitlere ayrılmıştır:

1-Hayvan masalları
2-Asıl masallar: Olağan üstü masallar,gerçekçi masallar.
3- Güldürücü Hikayeler: Nükteli fıkralar,yalanlamalar
4-Zincirlemeli Masallar.

Bu masal çeşitlerinin hepsine Türk masal geleneğinde örnekler buluruz.(9)
Asıl masallar,Peri masalları diye de adlandırılan masallardır.Almancada Marchen kelimesi
ile karşılanır ve bunlarda bir kaç motif yer alır. Bu gün Amerikan toplumunda şakaların derlenmesi,masallara göre çok daha fazla mümkündür.Bunun sebebi şakaların fazla karışık olmaması ve detaylara girilmemesidir.Bunlar daha çok aptal,geri zekalılar ve etnik topluluklara ait
anlatmalardır. Bizde belki Karadeniz fıkraları ve soğuk espri diyebileceğimiz tak tak şakaları
da bunlara dahil edilebilir.

Amerikan geleneğinde hayvan masalları ekseriya hilekar masallarıdır.Kahramanı tavşan
olan ve şimdi çizgi filmlere de yansıyan masallarda bunu görebiliriz.
Türk kültüründe ise,"hayvan masalları tıpkı fıkralar gibi bir düsünceyi güçlendirmek,örnek
getirmek,ibret dersi vermek gibi gerekli hallerde yeri gelmişken anlatılır.(10) Ayrıca Türk halk
geleneğinde fabl türüne giren eğitici-öğretici niteliği üstün,etiyolojik (sebep buldurucu)
masallar da vardır. Amerika'daki halk masalının önemli bir başka biçimi,mübalağa masalı (tall tale) dır.Geçen yüzyılın başlarında bunlar yalan masalları veya övünmeler olarak adlandırılıp,inanırlığını kaybetmeye başladı. Hiçkimse bu yalanlara geröekten inanmaz ama anlatıcıları onları
anlatmakla ün yaparlar. İyi yalan söyleme şampiyonlarına ödül verilmekte ve sık sık yalan
söyleme yarışması yapılmaktadır.

Türk toplumunda ise; bu tür anlatmalar daha çok avcı fıkraları olarak tanınmakta ve bazı
yörelerde de bu tür "yalan atma" yarışmaları yapılmaktadır.

KAYNAKÇA
(1) Behçet Necatigil,100 Soruda Mitologya,İstanbul 1976 s.7
(2) Bilge Seyitoğlu, Erzurum Halk Masalları Üzerinde Araştırmalar,Ankara 1975 s.83
(3) Saim Sakaoğlu, Anadolu-Türk Efsanelerinde Taş Kesilme Motifi ve Bu Efsanelerin Tip
Katalogu,Ankara 1980 s.25
(4) a.e s.25
(5) Umay Günay,Elazığ Masalları,Erzurum 1975 s.17-18
(6) Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi Ankara 1971
(7) Şükrü Elçin Halk Edebiyatına Giriş,Ankara 1981 s.370
(8) Mehmet Önder Anadolu Efsaneleri,Ankara 1966
(9) Pertev Naili Boratav,100 Soruda Türk Halk Edebiyatı,İstanbul 1982 s.78

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder