Abdullah DEMİRCİ
1885 yılında Çankaya’da doğan Ahmet Talat Onay eğitimci, yönetici, şair, yazar kimliklerinin
yanı sıra milletvekili olarak ülkemize hizmet etmiştir.22 Eylül 1956 tarihinde ise vefat ederek Ankara’da Cebeci mezarlığına defnedilmiştir.
Onay, 71 yıllık hayatına birçok eser sığdırmıştır.Aşık Dertli(1928), Halk Şiirlerinin Şekil ve Nevi(1928), Çankırı Şairleri(1931), Türk Şiirlerinin Vezni(1933), Aşık Tokatlı Nuri(1933), Destan-ı Ahmet Harami(1933), Bir Bilgicin Tenkidini Tenkit(1937), Kızılbaş Şiirinde Sual-Cevap(1953), Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar(1992), Sarı Çiğdemler-Şiir(1993), Milli Mücadele Yazıları(1995)..
Ahmet Talat Onay’ın çeşitli kitaplarının sonunda yayınlanacağını ilan ettiği basılmamış eserleri de vardır.
Ahmet Talat Onay üzerine Prof. Dr. Cemal Kurnaz çalışmış ve onun hayatı ile eserleri hakkında iki kitap yayınlamıştır. Ahmet Talat Onay(1990) Kültür Bakanlığı Yayını ve Ahmet Talat Onay Hayatı-Eserleri(1999) Milli Eğitim Bakanlığı Yayını.(342 sf.)
ONAY’IN BOLU İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI
Ahmet Talat’ın ilk eseri Bolu Livası Salnamesi’dir*.O, bu eserin harsiyat ve edebiyat bölümünü, alimlerin ve meşhurların biyografileri kısmını kaleme almıştr.Dış kapağında 1338-1340(1922) yılı salnamesi yazan bu eserin basımı 1341-1343(1925) yılında tamamlanabilmiştir.(Kurnaz 1999:63)
Onay Bolu Salnamesi’nde hakkında yazdığı Yeniçağalı Şair Dertli ve eserlerini müstakil kitap olarak “Aşık Dertli-Hayatı” adı altında Bolu’da 1928 yılında (165 sf.+4) bastırmıştır. Ahmet Talat, birçok dizgi hatasıyla basılan Dertli Divanı’nı yeniden yayınlamak için uzun bir çalışma yapmışsa da basımını gerçekleştirememiştir. Ahmet Talat Onay, Dertli hakkında araştırmaya ve yazmaya devam etmiş, “Aşık Dertli’ye Dair Yeni İki Vesika-1” Halk Bilgisi Haberleri S.107 Eylül 1940, “Aşık Dertli’ye Dair Yeni İki Vesika-2” Halk Bilgisi Haberleri S.108 birinci teşrin 1940, “Dertli ve Seyrani Eseri Münasebetiyle” TFA3-63 Ekim 1954 ve “Dertli’nin Ölümü” TFA3-72 Temmuz 1955 yazılarını yayımlamıştır.
Dertli ile ilgisi olan şahıslar hakkında notlar, Halk Edebiyatına dair uzun bir giriş, şiirlerinin tahlili ve Reşat Aker’in bulduğu eski bir nüshayı esas alarak Dertli Divanı’nın tenkitli metninden oluşan 233 sayfa tutarındaki eseri yayımlamak ne yazık ki Onay’a kısmet olmamıştır. Ahmet Talat, Dertli hakkında topladığı notları Türkiye Yayınevi sahibi Tahsin Demiray’a vermiş, Şemsettin Kutlu da bu notlardan yararlanarak Şair Dertli adıyla 1979 yılında iki cilt halinde yayınlamıştır.(Tercüman 1001 Temel Eser Serisi)
Onay’ın Geredeli halk şairi Figani hakkındaki dört sayfalık çalışması da Bolu Salnamesi’nde yayınlamıştır.
Bolu Maarif Müdürü iken kendi başkanlığında bir salname komisyonu kurulmuş ve 27 Eylül 1921’de ilk toplantısını yapmıştır.Salnamenin tarih bölümünü M.Zekai Konrapa, iktisat bölümünü Halil Bey yazmıştır.Bolu isyanı sırasında Abazalar tarafından şehit edilen Sultani edebiyat öğretmeni Bolulu Eşref de Bolu tarihi ve halkiyatı için çalışmalara katılmıştır.Ancak bin müşkilat ve ihtimam ile toplanan ahlak ve adetler kısmı, Ahmet Talat’ın Bolu’dan milletvekili olarak ayrılmasından sonra salname komisyonuna başkanlık eden kimse tarafından dahil edilmeyip imha edilmiştir.Bu bilgileri Ahmet Talat’ın 1928 yılında yayınlanan Aşık Dertli’nin Hayatı-Divanı sf. 41den öğrenmekteyiz.
Bolu folklorü için önem taşıyan bu bilgilerin imha edilmesi büyük kayıptır.Benzer görüşleri salnamenin tarih bölümü yazarı Zekai Konrapa da, Ahmet Talat Bey’in ve kendisinin görev değişikliği sebebiyle Bolu’dan ayrılmaları sonucu salnamenin kalan kısımlarının ihmale uğradığını, 318.sayfadan itibaren kontrolünden uzak kaldığını bazı kısımlarının kısaltılarak alındığı hatta yanlış ve eksik basıldığını söyleyerek doğrulamaktadır.
Ahmet Talat Bey Bolu Maarif Müdürlüğü’nden ayrılmasından sonra Bolu’ya olan ilgisini sürdürmüş ve Bolu Halkevi tarafından çıkarılan Abant Dergisi’nde Bolu hatıralarını kaleme almıştır.Bolu’da görüştüğü, tanıdığı kişilerin portrelerini yazıyla anlatmıştır.Bu dergide Süreyya Efendi (Kasım 1944), Allame Efendi (Ocak-Şubat 1945), Vehbi Efendi (Ocak-Şubat 1946), Reşat Aker (Eylül-Ekim 1946), Dertli Sahip, Osman Bey (Mart-Nisan 1945) bunlardan bazılarıdır.
Abant Derigisi’nin 12. sayısında “Bir Adet” başlıklı yazıda Bolu’ya taşındığı ilk gün başından geçen ilgi çekici olayı anlatmış ve bunun Türklerin eskiden kalan bir adeti olduğunu yazmıştır.Ahmet Talat Bey’in kapısının önüne kül dökülmesi, komşusunun kapısına kemik asılması ve nihayet çocuklarının ateş yakmalarının sebebini izah etmiştir.
BOLU DESTANLARI
Yine Abant Dergisi’nin 2.sayısında (Eylül-Birinci Teşrin 1944) sf. 14-22 Bolu destanlarını ele almıştır.O dönem (1922) Dertli adlı haftalık gazete yayınlanıyordu. Ahmet Talat Bey, eline geçen kendisine getirilen destanları Dertli Gazetesi’nde neşretmiştir.Bunu kendisi şöyle ifade etmektedir:
“(Tahsin) Bir tomar kağıt uzattı.Bolu’da ve kimlerde ne gibi eserler bulunduğunu bilen Tahsin beni memnun etmek için şundan bundan birkaç destan elde etmiş, bunlar onlardı.Bu destanlar benim Bolu tarihiyle ilgili birçok destanlar elde etmeme saik oldu.Bulduğum destanların bir kısmını Muallim Zekai’nin malumatı havi makale şeklindeki yazılarıyla Dertli Gazetesi’nde neşrettim.Yusuf Paşa Destanı, Bolulu Ahmet Paşa Destanı, Mudurnu Yangını Destanı, Devrek Kazası’nın Adatepe Köyündeki peygamberlik ilan eden asi kadının ihtilal hareketine ve bu hareketi idare eden Şakif Efendi’ye, Bolu eşrafından kimden yardım gördüğüne, ihtilalcilerin tenkiline dair destan ve daha birkaç mühim destan elde etmiştim.Bu meyanda Bolu beylerinin hususi saz şairlerinin iki bey arasında mukayeseli destanları.Ben, destanı buluyordum.Zekai, tarihle teyit ve teşvik ediyordu.Ne yazık ki bu faydalı çalışma benim ayrılmamla yarım kaldı.”(Onay 1944:22)
Ahmet Talat Bey yine aynı yazısında Bolu’da bulunduğu iki defada birçok mahalli destanlar, türküler elde ettiğini, bu hususta muallim arkadaşlarının, Bolu münevverlerinin çok yardımlarını gördüğünü, ikinci baskısı yapılacak olan Aşık Dertli eserinin ihzarı hususunda Bolu’nun sevimli ve gayretli belediye reisi Reşat Aker’in cönkler, yeni yeni vesikalar bulmak hususundaki gayretini şükranla anmaktadır.
Bu yazı şu dilekle sona ermektedir: “ Bolu Halkevi bu destanları ve türküleri elde ederek Abant’ta neşrederse memleket tarihine mühim hizmet etmiş olur.”(Onay 1944:22)
BOLU TÜRKÜLERİ
Ahmet Talat Bey, Belediye Başkanı Reşat Akeri’i anlatırken onun çok halk türküsü bildiğini ve söylediğini belirtmektedir.Ayrıca “Geredeli Kanuni Emri sazına düzen verirken kucağına bir ud çeken Reşat, Emri’ye:
-Sende “İstanbul’un Seben Dağı karlıdır” şarkısı var mı?, Gerede’nin kışın gülü al açar” türküsünü geçtin mi? Gül yüzünde sunam batar derine“ ilahisini duydun mu? “(Onay 1946) sözlerinden o dönem Bolu’da söylenen türküler hakkında bilgi sahibi olmaktayız.
Onun anlattığı bir başka örnek de şudur:
“Sabah yüzümü yıkarken elime su dökmek nezaketini esirgemeyen Reşad, meşhur ‘Hamidem’ türküsünü söylüyor.
Irgala Hemide’m ırgala muhtar kellesi gibi
Gel sarılalım yatalım lahana sarması gibi
nakaratında da her tarafını oynatıyordu.”(Onay 1946)
*Bolu Halkevi Dergisi Abant’ın birinci sayısında Ahmet Talat Bey, şair Bolulu Hanif’i tanıtmıştır.Bu kişi Süreyya Efendi’den aldığı bilgilere göre şeri mahkeme başkatibi iken o zaman Kör Müftü adı ile anılan melaneti neticesi Soku köyünde 1224’de boğdurulmuş bir şair, alim ve hacıdır.Hatta Zekai Konrapa, Hanif’in torunu Bay Samim’den aldığı birinci Hanif Divanı’nı yazara vermiş, o da Bolulu tarihçi gençlerden Zuhuri Danışman’a vermiş, bir suretinin çıkarılarak kendisine verilmesini istemiştir.Fakat divan, geri dönmemiştir.O da “Ben divanı verdiğime değil istinsah etmediğime müteessirim.” demiştir.
Hanif Divanı’ndaki şiirlerin en muahhar tarihinin 1217 senesi olduğunu belirten Onay, “Çok güzel parçalar vardır, ben hazırladığım” Divan Edebiyatında Mazmunlar ve Şerhi” adlı eseride bu şairden birçok misaller aldım.İkinci divan meydanda yoktur.”(Onay 1944)
Ahmet Talat Bey, Hanif Divanı’nı şöyle tanıtmaktadır:
“Bu divanın kabında Hanif’in yazısıyla” bu divan natamam ve pür-sekamettir.Bundan başka bir divan-ı cedid tertip olunmuştur.”Sözleri yazılıdır.Eserde 80 kadar gazel, uzun bir hicviye vardır.O hicviye terkib-i bend tarzındadır.”(Onay 1944).Bu hicviye “Hanif!in Bir Hicviyesi” adıyla Abant Dergisi’nin 13.sayısında (Ocak-Şubat 1947) yayınlanmıştır.
Yine aynı yazıda Bolu’da ikinci bir şair Hanif olduğu, bunun adının da “İbrahim Hanif olduğu muhakkaktır.”
Bolu’da 1921-1923 yıllarında Maarif Müdürlüğü yaparken Ahmet Talat Bey, o dönem Bolu’nun kültür değerlerine el atmış, bulabildiklerini yayınlama gayreti içinde bulunmuştur.Onun Dertli Gazetesi’nde yayınladığı Bolu destanlarını günümüz harfleriyle yayınlamak ülkemiz ve Bolu kültürü için bir kazanç olacaktır.
KAYNAKÇA
Kurnaz, Cemal- Ahmet Talat Onay, Hayatı ve Eserleri, Ankara 1999 MEB Yayını
Onay, Ahmet Talat-“Bolu Destanları”-Abant Dergisi Sayı:2 Eylül-Birinci Teşrin 1944
Onay, Ahmet Talat-“Bolulu Hanif”- Abant Dergisi, Temmuz-Ağustos 1944 s.22-26
Onay, Ahmet Talat-“Reşat Aker”-Abant Dergisi Sayı:11 Eylül-Ekim 1946 s.16-20
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder