BİRİNCİ AVŞAR KÖYÜ
Köyün ilçeye uzaklığı ve konumu: Birinci Avşar Köyünün Gerede’ ye uzaklığı karayoluyla 13 km.dir. Ankara- İstanbul karayoluna uzaklığı ise 3 km. dir. Köyün doğusunda İkinci Avşar Köyü
( uzaklığı 1 km.), batısında Kayıkiraz Köyü ( 3km.), kuzeyinde ise Umut Köy yer alır.
Köyün coğrafi konumu: köyün denizden yüksekliği 1320 m. dir. Köy, güneyden kuzeye doğru (aşağıya) eğimlidir. Tarlaların olduğu ve ilçeye doğru ( kuzey istikametinde) olan arazi düzdür. Zaten buraya da yazı (ova) denir. Yakınlarında göl, dağ yoktur. Üç km. kuzeyinden Ulusu akar. İkinci Avşar köyüyle sınır teşkil eden çay ise yazları kurumaktadır.
Çevresine göre yüksek bir yerde bulunan köy, çevre köyleri ve ova ile ilçeyi gören hakim bir mevkidedir.
Köyün doğal kaynakları: Köyde herhangibir toprak altı madeni yoktur. Köyde içme suyu olarak kullanılan dört tane çeşme vardır. Ayrıca son yıllarda köye hakim bir tepede kurulan su deposuyla köydeki evlere şebeke yoluyla su dağıtılmaktadır. Kısacası köyün şimdilik su sorunu yoktur. Köy yakınında orman yoktur. Ancak kendi arazisinde bahçe kuranlar ve kavak yetiştirenler vardır. Su imkanının kullanılmasıyla bahçe tarımıyla uğraşanlar vardır
Ulaşım: daha önce belirttiğimiz gibi köyü Ankara- İstanbul karayoluna bağlayan bir şose vardır. Buraya yürüyerek gidilebildiği gibi, köye her sabah uğrayan, öğleden sonra da dönen ve ilçeyle bağlantıyı sağlayan bir dolmuş- minibüs vardır.
Haberleşme: Köyde her evde tv ve radyo bulunmaktadır. Yine hemen her evde telefon vardır. Köyde TRT kanalları daha rahat izlenebilmektedir. Elektrik köye 1980’den sonra gelmiştir.
Köydeki Turistlik ve Mesire Yerleri: köyde turistlik ve mesire anlamında bir yer yoktur.
Köyde Yerleşim: köyde 40 civarında ev olmakla beraber bunlardan 25 inde oturulmaktadır. Eski evler ahşaptan inşa edilmişlerdir. Son dönemde yapılanlar betonarmedir. Tek ve seyrek ev yapımı yaygındır.
Köyde Korunacak Değerler( orman, anıt, kalıntı): Köyün çok eski dönemde yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır. Somut ve belirgin olarak bu dönemden kalan bir eser olmamakla beraber bazı sütun ve sütun başları bulunmuştur. Köyün içinde çok eskiden kalma bir hamam kalıntısı mevcuttur. Ayrıca tarihi değere sahip diyebileceğimiz kitabesi de olan iki çeşme vardır. Köyün eski mezarlığındaki iki mermer mezar taşını( biri çalınmak istenmiş, baş kısmı kopartılmıştır) da tarihi eser olarak değerlendirebiliriz.
Köydeki Çeşitli Kurumlarla İlgili Ekipman Yapı ve Tesisler:
-Yönetim Tesis ve Binaları
Köyde herhangi bir yönetim binası yoktur.
Eğitim Tesis ve Binaları
Birinci ve İkinci Avşar köylerinin ortasında bir mevkide yer alan köyün okulu, 1959’ da köylünün gayretiyle yapılmıştır. Ancak öğrenci sayısının az olması dolayısıyla 1990 yılında okul kapanmıştır. Şu anda bu bina harap vaziyette bulunmaktadır.
-Dini Tesis ve Binaları
Köyde 1962 yılında yapılmış bir cami vardır. Caminin bir görevlisi de mevcuttur. 1992 yılında açılan Kız Kuran Kursu ise şu anda öğrenci olmadığı için kapalıdır. Ancak bu binanın bir katında cami hocası ikamet etmektedir.
-Eğlence Tesis ve Binaları
Köyde sosyal tesis olarak sadece köy odasını sayabiliriz. Burası düğün, hacı yemeği, cenaze gibi toplumu birleştiren günlerde buluştuğu, ağırlandığı yerdir. Bunun için kap-kacak mevcuttur. Köyde kahvehane yoktur.
KÖYÜN KURULUŞ VE YERLEŞME TARİHİ
Köyün Adının Kökeni ve Tarihi. Bu Konuda Halk Arasında Anlatılanlar:
Türkiye genelinde 55, Bolu’da 5, Gerede’de ise Avşar adını taşıyan 3 köy vardır. Avşar kelimesinin bir başka yazılış şekli de Afşar’dır. Oğuz Türklerinin 24 boyu arasında gerek sayıca, gerek oynadığı tarihi rol bakımından önemlilerinden olan Avşar’ın kelime anlamının “işini çabuk yapan” olduğu ve Divan-ı Lügatit Türk adlı eserde (1072) geçtiği belirtilmektedir. Yine köyün ismi 1530 tarihli Vilayet-i Anadolu Defteri’nde Avşar ve 1844 tarihli Temettuat Defterlerinde Gerede’nin 87 köyünden biri olarak Avşar-ı Şerif adıyla geçmektedir. Köyün ilk kurucuları konusunda iki rivayet anlatılmaktadır. İlki köyün kurucusu Horasan’dan ailesi ile gelen İmam Ağadır. İmam Ağa’dan sonra Çuhadarlar, Bekiroğulları gibi ailelerin gelmesiyle köy, yedi haneye ulaşmış.
Diğer rivayette ise köyü esas kuran Mirahoroğlu(İmrahor oğlu) Ahmet Ağadır. (Ağalar Avşar’ı denmesinin sebebi buna bağlanmaktadır.) Ayrıca Aktaş köyünden gelen Elagil, Bekiroğlu, Kadiroğlu (Mıstanlar) ve ardından Mühürdaroğlu gelerek köyün ilk kurucuları olmuşlardır. İsmi geçen aileler bugün soyadları farklı da olsa bu lakaplarla anılmaktadır.
Eski köy mezarlığında yatan ve mermerlerden mezar taşı olan Mirahoroğlu ise (Ö.Miladi 1859) o zamanın yöneticileri tarafından köyün ilk Ağası yapılmıştır. Anlatılanlara göre Mirahoroğlu Ahmet, Yeniçerilikten ayrılma ve padişahın seyisiymiş. Zaten İmrahorun kelime manasıda seyistir.
Gerek Gerede eski müftüsü A.Rıza Ünlü’nün Gerede Tarihi adlı eserinde naklettiği bilgiler, gerekse köydeki eski mezar taşı hitabesi ikinci rivayeti doğrulamaktadır.
Köydeki Aile Lakapları:
Abduşlar Hacı Aligil
Agil( Ağagil) Here Mehmetgil
Emirler Kuşgil (Yakup Hocagil)
Avlasızgil( Eyüboğlu) Mıstanlar (Kadiroğulları)
Çivciler Mürderler (Mühürdarlar)
Hocagil Nişçiler (Likçiler)
Çufadarlar Nizamgil
Elagil (Bekrioğulları) Onbaşıgil
Esmeler Poslar
Eşrefağagil Süleymanlar
Erenlergil Tekürlügil
Hatipgil
Göçlerin Doğurduğu Nüfus Hareketleri:
1950’li yıllarda başlayan göçle bazı köylüler Istanbul’a, bazıları da Ankara’ya göç etmiştir. Bu göçün başlıca sebebi ekonomik yetersizliktir. Tarım alanlarının azlığı ve toprağın verimli olmayışı bunda başlıca etkendir.Devlet İstatistik Enstitüsü’nce yayımlanan sayım sonuçlarında yıllara göre nüfus değişmesi izlenebilmektedir.
YIL |
ERKEK
|
KADIN
|
TOPLAM
|
81
|
109
|
190
| |
1950
|
-
|
-
|
177
|
1955
|
82
|
90
|
172
|
1960
|
66
|
77
|
143
|
1965
|
61
|
90
|
151
|
1970
|
41
|
61
|
102
|
1975
|
44
|
60
|
104
|
1980
|
-
|
-
|
198
|
1985
|
-
|
-
|
110
|
1990
|
35
|
35
|
70
|
Görüldüğü gibi 1980 yılına kadar köyde kadın nüfusu fazladır. Bunu erkeklerin şehirde çalışmaya gitmesiyle açıklamak mümkündür. 1990 nüfus sayımına göre Birinci Avşar Köyü, Geredenin 86 köyü içinde nüfusu itibariyle Kösreli (63) ve Hasanlar (60) köylerinin ardından Bünüş’le birlikte (70) nüfusu en az olan 3. köydür.
Köyün yönetimine katılan kişiler
Muhtar, İhtiyar Heyeti: Köyün yönetiminde Muhtar, İhtiyar Heyeti görev yapmaktadır. Muhtar Vasıf Erdoğan’dır.
EKONOMİK HAYAT
Köyün Ana Ekonomik Eylemi
Tarım ve Tarım Mahsülleri, Tarım Araçları
Köyün geleneksel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Son yıllarda mevsimlik olarak özellikle yakın olduğu için Ankara gibi büyük şehirlere gidenler artmıştır. Hatta buralardaki hizmetlerinin bir sosyal güvenlik kurumunda toplayanlardan emekli olanlar da vardır. Köyde 6 evde traktör bulunmaktadır. Ayrıca 2 patoz makinası mevcuttur. Arpa ve daha çok buğday yetiştirmektedir. Tarım ürünleri insanlara maddi olarak fazla bir şey kazandırmıyosa da geçimini sağlamaya yetmektedir.
Hayvancılık
Köyde besicilik yaparak geçimini sağlayan aile yoktur. Köyde büyükbaş hayvan olarak sığır cinsi beslenmektedir. Malcılık da denen hayvan besleme işi, zahmetli bir iştir. Çünkü hayvanı otlağa çıkarmak gerekir. Köyde de hane sayısı az olduğu için hayvanları otlatacak belli bir görevlisi yoktur. Kışları ise kapalı damda kalan hayvanı devamlı beslemek gerekir. Bu ise hazır yem ve saman gerektirmektedir.
Günümüzde köyde en çok inek beslenmekte, bunun etinden ve sütünden yararlanılmaktadır. Ayrıca ilçede yılda iki defa kurulan panayırda bu hayvanların alım ve satımları yapılmaktadır.
Ticaret
Köyde ticaretle uğraşan çok az kişi vardır. Köyde hiç bakkal olmadığı gibi çevre köylerde de yoktur. Bunun sebebi yeterli miktarda müşterinin olmamasıdır. Köylü, ihtiyaçlarını cumartesi günü ilçede kurulan pazardan temin etmektedir. Ayrıca zaman zaman köye satıcılar gelmektedir. Yaz aylarında da sebze ve meyve satanlar köye uğramaktadır. Bu satıcılar araçlarındaki hoparlörlerle geldiklerini köye duyurmaktadır. Köyde ticari anlamda faaliyet gösteren tek işletme, bir marongoz atölyesidir.
SOSYAL KURUMLAR
Köy içi hukuk işleri: Köy içindeki anlaşmazlıklar köy ileri gelenlerinin araya girmesiyle çözülmeye çalışılır. Eğer çözümlenemezse sorun ilçedeki mahkemelere götürülür.
Aile: Köyde aile bağları kuvvetlidir. Şehre göç sebebiyle büyük aileler parçalanmıştır. Genellikle birinci nesil diyebileceğimiz yaşlı kişiler köyde kalmaktadır. İkinci ve üçüncü nesli oluşturan çocuklar ve torunlar ise büyük şehirdedir. Fakat aile ilişkileri kopmamıştır. Yaz tatillerinde evin oğlu gelemese de ( işi sebebiyle) gelin ve torunları köye gelerek, köyde kalanlara yardım etmektedir. Kış zamanı bunun tersi de olabilmektedir. Yani yaşlılar, kışı büyük şehirdeki çocuklarının yanında geçirmektedir.
Evlilik ve nikah: Köyde tek eşli evlilik vardır.
Eğitim Öğretim: Köydeki okul, öğrenci olmaması ve taşımalı sistem sebebiyle kapalıdır.Okul çağında öğrenci olursa, taşımalı sistemle ilçedeki okullara gönderilmektedir. Köyde son dönemde açılan bir kurs da yoktur. Ayrıca bir kütüphane mevcut değildir.
Köy dışında öğrenim görüp bitirenlerin hepsi özellikle Ankara gibi büyük şehirlerde hayatlarını sürdürmektedir. Bunun sebebi köydeki imkanların sınırlı olması ve büyük şehirlerdeki imkanların fazlalığıdır.
Dini Eğitim: Köyde müftülüğe bağlı kız öğrencilere yönelik bir Kız Kuran Kursu vardı. Ancak öğrencisizlikten dolayı bu kurs kapalı durumdadır. Dini eğitim, anne-baba ve yaz döneminde cami hocası tarafından verilmektedir.
Sağlık: Köye en yakın sağlık merkezi 3 km. uzaklıkta ve Ankara-İstanbul karayolu kenarındaki Kazanlar Sağlık Ocağıdır. Burada pratisyen doktor ve sağlık elemanı mevcuttur. Ayrıca ilçedeki devlet hastanesine de gitme imkanı vardır.
Sosyal Ve Kültürel Hayat: Köyde kahvehane yoktur. Köy odasında eğlence olarak bazı kış geceleri yapılan tek etkinlik ferfenedir. Özellikle gençlerin katıldıgı ferfene geleneği son yıllarda uygulanmamaktadır.
Mesire yeri olarak ilçede Esentepe piknik alanı mevcuttur. Ayrıca köylü, hem piknik yapmak hem de mantar toplamak amacıyla yaylalara gitmektedir. Orman kenarında olan bu mevkiler yaz aylarında adeta yeşilliğe bürünmektedir.
Kültür ve Folklor [*]
Mahalli Giysiler
Erkek ve kadının ev kıyafetiyle dışarıda giydiği kıyafet pek fazla farklılık göstermez. Ancak şehre( ilçeye) giderken daha iyi, temiz elbiseler giyilir. Kadınlar da pardesülerini giyer. Giyilen elbiselerin bol olması önemlidir. Bu yüzden kadınlar özellikle ev ve tarla işlerinde şalvarı tercih ederler. Başa takılan baş örtüsü dini inanış gereğidir. Erkekler ise, pantolon giymekte başlarına ise kasket takmaktadır. Günümüzde köye özgü mahalli kıyafet yoktur diyebiliriz.
Atasözleri ve Maniler:
Radyo ve televizyonun yaygınlaşmasıyla beraber köydeki halk edebiyatı türleri de gerilemeye yüz tutmuştur. Fakat köylü her olayda, her konuşmada gerçeği az ve öz olarak atasözleriyle ifade etmektedir. Mesela;
Ağır taşı ne yel alır, ne sel alır.
Anasına karşı gelen oğlunda kızında bulur.
Çocuğun hatırı olmaz.
Can çıkmayınca huy çıkmaz.
Kasım, evden çıkma hısım.
Olandan zarar olmaz.
Ot, kök üstünde biter.
Ölecek karga kırılacak dalda gezer.
Yüz güzelliğine doyulmuş, huy güzelliğine doyulmamış vs.
Türk Halk şiirinin en küçük nazım birimi olan manilerde köy insanının duyguları göze çarpmaktadır:
Ak akça kara günde A benim allı şallım Ay güvercin uçtu mu
Ben oynamam düğünde Dağları dolaşalım Dal bahçeye düştü mü
Hep dostlarım darıldı Dünyada kavuşmadık A benim nazlı yarim
Benim kara günümde Mahşerde kavuşalım Gönlün benden düştü mü
Kavak diktim çayıra (Ramazan manisi) Pestilim var ezilecek
Uzadı gitti bayıra Dülbendim var süzülecek
Düşmüşem bir kötüye Bekletme hane sahibi
İşimi Mevla kayıra Çok mahalle gezilecek
Köy sohbetleri: geçmişte köylünün vakit geçirdiği sohbet ettiği köy odası bu anlamda işlevini kaybetmiştir. Günümüzde yaz aylarında köylüler cami önündeki sıralara oturarak sohbet etmektedir. Köyün merkezinde olması, çeşmenin yakın olması ve yol kenarında olmasından dolayı burası, kalabalığı buluşturan bir nokta halindedir.
[*] Gerede -Birinci Avşar Köyü Monografisi adıyla tarafımızdan 1998 yılında Hacettepe Üniversitesi Türk Halkbilimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder