26 Mayıs 2019 Pazar

GEREDE HALK MÜZİĞİ VE OYUNLARI ÜZERİNE

GEREDE HALK MÜZİĞİ VE OYUNLARI ÜZERİNE - Dr. Abdullah Demirci

Maarif Vekilliği Devlet Konservatuarı adına bütün yurdu gezerek halk müziği derlemek ve bunları arşive kazandırmak amacıyla Halil Bedi Yönetken , Muzaffer Sarısözen ve Rıza Yetişen'den oluşan ekip, Bolu'daki ilk derlemesini 28 Temmuz 1948'de yaptı. Bu Muzaffer Sarısözen'in 7. derleme gezisiydi. 1310 doğumlu daimi encümen Reşat Aker, en çok malzeme veren kaynak kişiydi. Ayrıca Öğretmen Fahri Tekindor, Memur Ali Murat Karageyik, Memur Ahmet Doğanuz'dan muhtelif parçalar derlenerek plağa kaydedildi. Derleme ekibi ertesi gün Göynük'te çalışmalarına devam etti.

Göynük'te derlenen malzeme oldukça zengindi. Kaynak kişilerin çoğunu esnaf oluşturuyordu. Derlenen bazı parçaların müziğini klarnetiyle Hayrettin Yıldırım icra etmişti. 30 Ağustos 1948'de ekip Mudurnu'ya geçti, burada derlemelerine başladı. Kaynak kişilerin çoğu Mudurnu'nun köylerinden yetişmiş köylülerdi. Geceyi Mudurnu'da geçiren derleme ekibi, ertesi gün işlerine kaldığı yerden devam etti. Aynı gün tekrar Bolu'ya dönüldü.

Önceki derlemede dinlenemeyen kaynak kişilerden yine plaklara kayıtlar yapıldı. 1 Ağustosu da Bolu'da geçiren ekip, 2 Ağustos'ta Mengen'e doğru yola çıktı. Mengen'de Çukurca köyünden 1315 doğumlu Mehter Mustafa Canan başlıca kaynak kişileriydi. Onun söylediği selamlık ve nöbet türkülerine klarnetiyle, zurnasıyla eşlik eden Hacı Ahmetler Köyünden Bilal Kıymaz'dı. Düğün ilahisini söyleyen Baba Hızır Köyünden Kamile Güldeğirmenci, Çubuk Köyünden Arif Karaarslan, Baba Hızır Köyünden Ramazan Güldeğirmenci diğer kaynak kişilerdi. 3 Ağustos 1948'e kadar Mengen'de kalan ekip, aynı gün Gerede'ye hareket etti.

Gerede'de ilk olarak 1329 doğumlu Ahmet Ergezen, 1927 doğumlu Necmettin Ulaş ve 1345 doğumlu Şerafettin Gündüz'den sohbet havası derlendi, 1571 nolu plağa kaydedildi. 1326 doğumlu İlhan Akgünlü ve 1341 doğumlu Hakkı Gülsever söylenen parçanın müziğini icra ediyordu.

İlk sohbet havasının sözleri şöyleydi:

Sohbetçi çarşıdan aştı amman amman
Ali'nin tedbiri şaştı amman amman
Seyit de bırakdı kaçtı amman amman
Yemeyiz böyle sohbeti
Çekmeyiz böyle mihneti

Ali'nin yanar lambası
Alnında kara damgası
Hacı Yakup sohbet babası 
Yemeyiz böyle sohbeti 
Çekmeyiz böyle mihneti 

Ali'nin peşkiri kara 
Karadağlı istiyor para 
Gayrı sen sohbetçi ara 
Yemeyiz böyle sohbeti 
Çekmeyiz böyle mihneti

Ardından yine aynı kişilerden 2. ve 3 . sohbet havası derlendi.

2. SOHBET HAVASI 

Elma attım yuvarlandı 
İndi yastığa dayandı 
Ellerin yari uyandı 
Sarsam uyanmaz uyanmaz 
Yar bu kadar uykum'olur 
Canlar dayanmaz dayanmaz 

Şimdi Başeskiye çattık 
Bizi beğenmez beğenmez 
Hamam sizin, kurna bizim 
Oturalım dizin dizin 
Gerdan beş karışdan uzun 
Sarsam uyanmaz uyanmaz 
Yar bu kadar uykum'olur 
Canlar dayanmaz dayanmaz 

Şimdi başeskiye çattık 
Bizi beğenmez beğenmez 
Bizim yaylalar otl'olur 
Südü kaymağı tatl'olur 
Gelinlik kız kıymetl'olur 
Sarsam uyanmaz uyanmaz 
Yar bu kadar uykum'olur 
Canlar dayanmaz dayanmaz 
Şimdi başeskiye çattık 
Bizi beğenmez beğenmez 

3. SOHBET HAVASI

Dağdan kestim bir değnek ay oğul
Şalvarı benek benek ay oğul 
Şalvar mintan bir örnek ay oğul 
Ammanı bilir misin 
Gel desem gelir misin 

Gerede'nin evleri ay oğul 
Eğri büğrü yolları ay oğul 
Kardan beyaz kolları ay oğul 
Ammanı bilir misin 
Gel desem gelir misin 

Ramazan Dede düzünü ay oğul 
Çiğdem sarmış yüzünü ay oğul 
Göremedim yüzünü ay oğul 
Ammanı bilir misin 
Gel desem gelir misin

Bu üç sohbet havasından sonra yine aynı kişilerden aynı plağa Halimem ve Havuzun Başına türküleri kaydedildi.

HALİMEM

Kaynar kazan taşmaz mı? 
Yol burdan aşmaz mı? 
Sil gözünün yaşını 
Ayrılan kavuşmaz mı? 
Tombulacık Halimem noluverdin sen
Üç günün içinde soluverdin sen 

Ocak başı delinsin
Sen bir taze gelinsin 
Onbeş kocaya varsan 
Sen nikâhda benimsin Tombulacık 
Halimem fistanın sarı 
Gel sarılalım yatalım geceler yarı

HAVUZUN BAŞINDA

Ah! Havuzun başına varmasın eller 
Ah! Bugün efkârlıyım açmasın güller 
Dizdize oturup sürdüğüm demler 
Ah! Ne dedim de kömür gözlüm darıldın 
Darıldın da el oğluna sarıldın "oğlan, oğlan, oğlan" 

Havuzun başına taş ben olaydım 
Kara göz üstüne kaş ben olaydım 
Yalnız yatana eş ben olaydım 
Ah! Ne dedim de kömür gözlüm darıldın 
Darıldın da el oğluna sarıldın "oğlan, oğlan, oğlan" 

Havuzun başında yedik kirazı 
Nerede de kalmış dostlarımın birazı 
Bana mıydı şu kadının gazabı 
Ah! Ne dedim de kömür gözlüm darıldın 
Darıldın da el oğluna sarıldın "oğlan, oğlan, oğlan"

Aynı kaynak kişilerden "Ben bir Köroğluyum dağda gezerim" mısrasıyla başlayan Köroğlu türküsünün derlenmesiyle Gerede gezisi sona erdi.

1948 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında Muzaffer Sarısözen ,Halil Bedii Yönetken ve teknisyen Rıza Yetişen'den oluşan derleme ekibi Bolu, Sinop ve Zonguldak illerindeki taramalarında toplam 190 ezgi derlemiştir. 1 "Milli Eğitim Bakanlığı'nca 1937 – 1952 yılları arasında Ankara Devlet Konservatuarı Folklor Arşivi için yaptırtılan folklor derlemelerinde 8.000 kadar folklor müziği parçası toplanmıştı" 2


GEREDE OYUNLARI


Gerede oyunları hakkındaki bilgilere merhum müzikolog ve folklorcu Mahmut Ragıp Gazimihal'in (Ö. 1961) hazırladığı Yurt Oyunları Kataloğu 3 adlı çalışmasında rastlamaktayız. Aşağıdaki bilgiler ona ait yorumlardır. 

Gerede Havası : Bolu'nun Gerede İlçesinde Gerede Havası dedikleri ezginin uzlaşımıyla yürütülen oyunun figürleri çeşitlidir. Başta çiftetelli gelir. Bir de Mahur Zeybek vardır. Yalnız erkeklerce iki kişi tarafından oynanır. Çalgıda keman, ud, kanun gibi sazlar bugün yer alıyorlar. Eskiden daha köylü işi çalgılarla iç ülke folklorünün oralarda da gün görmüş olduğunda şüphe yoktur. Radyo ve gramafon'un etkileri merkez fasıllarına heves uyandırmıştır. Yerli oyunlar da aynı etkiyle bağdaşmaya yüz tutmuştur. 

Gerede Zeybeği : Oranın nispeten asla uygun kalabilmiş görünen oyunudur. Meşhur Gerede sohbet alemlerinde delikanlılarca yürütülen Sürtme ve Köroğlu gibi kaşıklı oyunlardan biri de işte bu Gerede Zeybeği havasıdır. Sözlerinin başlangıcını hatırlatalım: Zeybekleri eğr(i) ova'da bastılar. Cepkenini çam dalına astılar Üç kardeşi bir arada kestiler.

Şerif Baykurt da Türk Halk Oyunları adlı kitabında bu oyunların dışında Gerede'ye ait Al Yemeni Oyunu ile tek veya toplu kaşık oyunu olarak oynanan "Sürütme" yi de saymaktadır. 4

Dr. Ferhan Kut'un 1944 yılında yazdığı "Gerede İlçesi Sosyal ve Sıhhi Coğrafyasına Dair Notlar" adlı çalışmasında bu oyunlarla ilgili düşüncesi şöyledir: "Sohbetlerde muhtelif eğlenceli oyunlar yapılırsa da en çok çalınan ve oynanan çifte tellidir. Hemen her genç bunu bilir ve oynar.

Ayrıca eski sohbetçiler ve bazı gençler "Al yemeni " oynarlar, bu hünerli ve estetik bir oyundur. Halkevi gençleri de Köroğlu ve Meşeli oynarlar, bunlar stilize edilmiş halk oyunlarıdır, gösterişli erkekçe figürler ile bilhassa milli kıyafetler içinde çok güzel görülmektedir. Yalnız bu oyunu oynayan azdır. Gençler arasında bu efe ruhlu oyunu oynayanları çoğaltmak lazımdır." 5

Dr. Ferhan Kut'un isteğinin gerçekleşmesini gönülden diliyoruz .

--------------------- 


1 Muzaffer Sarısözen (Hayatı – Eserleri), Armağan Coşkun Elçi, Ankara, 1997, Kültür Bakanlığı Yayınları, s.81 
2 Muammer Sun, Türkiye'nin Kültür – Müzik – Tiyatro Sorunları, Ankara, 1969 s.150 
3 Bu eser "Türk Halk Oyunları Kataloğu" 1.cilt adıyla Nail Tan tarafından hazırlanmış, Kültür Bakanlığınca bastırılmıştır. Ankara – 1991 
4 Türk Halk Oyunları – Şerif Baykurt, Ankara, 1965 Halkevleri Genel Mer. Yayını s.44 
5 Gerede Bülteni, Sayı : 3 Nisan 1998, s.16 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder